Kur'an-ı Kerim Cüz-18 Sayfa-348

share on facebook  tweet  share on google  print  
Kur'an-ı Kerim'in 348. sayfasında (23/MU'MİNÛN-90) - (23/MU'MİNÛN-104) arasındaki ayetler yer almaktadır.
direction_left
direction_right

Kur'an Dinle

Kur'ân dinlemeye başlamak için bir Hafız seçiniz.
Hafız Abu Bakr al Shatri sesinden Cüz-18, Sayfa-348 dinle!
Hafız Maher Al Mueaqly sesinden Cüz-18, Sayfa-348 dinle!
Hafız Mishary AlAfasy sesinden Cüz-18, Sayfa-348 dinle!
Kuran-ı Kerimin 348. sayfasının mp3 dosyasını indir
Hayır, onlara hakkı getirdik. Ve muhakkak ki onlar, gerçekten tekzip edenlerdir (yalanlayanlardır).﴿90﴾ Allah çocuk edinmemiştir. Ve O’nunla beraber (başka) bir ilâh (hiç) olmamıştır. Öyle olsaydı bütün ilâhlar mutlaka (kendi) yarattığını giderirdi (yok ederdi). Ve mutlaka onların bir kısmı bir kısmına üstün olurdu. Allah, onların vasıflandırdıkları şeylerden münezzehtir.﴿91﴾ (Allah), gaybı (görünmeyeni) ve görüneni bilendir. Ve onların şirk koştukları şeylerden çok yücedir.﴿92﴾ De ki: “Rabbim, eğer vaadolunan şeyi bana gösterecek isen.”﴿93﴾ Rabbim, öyleyse beni zalimler kavmi içinde bırakma.﴿94﴾ Ve muhakkak ki Biz, onlara vaadettiğimiz şeyi sana göstermeye elbette kaadir olanlarız.﴿95﴾ Seyyiati (kötülüğü), en güzel olanla yok et. Biz, (onların) vasıflandırdıklarını en iyi biliriz.﴿96﴾ Ve “Şeytanların kışkırtmalarından (vesveselerinden) sana sığınırım.” de.﴿97﴾ Ve Rabbim, (şeytanların) benim yanımda bulunmalarından sana sığınırım. ﴿98﴾ Onların birine ölüm geldiği zaman: “Rabbim, beni geri döndür.” dedi.﴿99﴾ “Böylece (geri gönderdiğin taktirde) terkettiğim salih amelleri (nefsi tezkiye edici ameli) işlerim.” Hayır, muhakkak ki onun söylediği söz, sadece (boş) bir kelimedir. Ve beas edilecekleri güne kadar onların arkasında berzah (engel) vardır.﴿100﴾ İzin günü sur’a üfürüldüğü zaman, artık onların aralarında bir neseb (soy bağı) yoktur. Ve (birbirlerine hal hatır) sormazlar.﴿101﴾ O zaman kimin mizanı (sevap tartıları) ağır gelirse işte onlar, felâha erenlerdir. ﴿102﴾ Ve kimin mizanı (sevap tartıları) hafif gelirse, işte onlar, nefslerini hüsrana düşürenlerdir. Onlar, cehennemde ebediyyen kalacak olanlardır.﴿103﴾ Onların (ızdıraptan) ekşimiş olan yüzlerini ateş yalar.﴿104﴾
348
بَلْ أَتَيْنَاهُم بِالْحَقِّ وَإِنَّهُمْ لَكَاذِبُونَ ﴿٩٠﴾ مَا اتَّخَذَ اللَّهُ مِن وَلَدٍ وَمَا كَانَ مَعَهُ مِنْ إِلَهٍ إِذًا لَّذَهَبَ كُلُّ إِلَهٍ بِمَا خَلَقَ وَلَعَلَا بَعْضُهُمْ عَلَى بَعْضٍ سُبْحَانَ اللَّهِ عَمَّا يَصِفُونَ ﴿٩١﴾ عَالِمِ الْغَيْبِ وَالشَّهَادَةِ فَتَعَالَى عَمَّا يُشْرِكُونَ ﴿٩٢﴾ قُل رَّبِّ إِمَّا تُرِيَنِّي مَا يُوعَدُونَ ﴿٩٣﴾ رَبِّ فَلَا تَجْعَلْنِي فِي الْقَوْمِ الظَّالِمِينَ ﴿٩٤﴾ وَإِنَّا عَلَى أَن نُّرِيَكَ مَا نَعِدُهُمْ لَقَادِرُونَ ﴿٩٥﴾ ادْفَعْ بِالَّتِي هِيَ أَحْسَنُ السَّيِّئَةَ نَحْنُ أَعْلَمُ بِمَا يَصِفُونَ ﴿٩٦﴾ وَقُل رَّبِّ أَعُوذُ بِكَ مِنْ هَمَزَاتِ الشَّيَاطِينِ ﴿٩٧﴾ وَأَعُوذُ بِكَ رَبِّ أَن يَحْضُرُونِ ﴿٩٨﴾ حَتَّى إِذَا جَاء أَحَدَهُمُ الْمَوْتُ قَالَ رَبِّ ارْجِعُونِ ﴿٩٩﴾ لَعَلِّي أَعْمَلُ صَالِحًا فِيمَا تَرَكْتُ كَلَّا إِنَّهَا كَلِمَةٌ هُوَ قَائِلُهَا وَمِن وَرَائِهِم بَرْزَخٌ إِلَى يَوْمِ يُبْعَثُونَ ﴿١٠٠﴾ فَإِذَا نُفِخَ فِي الصُّورِ فَلَا أَنسَابَ بَيْنَهُمْ يَوْمَئِذٍ وَلَا يَتَسَاءلُونَ ﴿١٠١﴾ فَمَن ثَقُلَتْ مَوَازِينُهُ فَأُوْلَئِكَ هُمُ الْمُفْلِحُونَ ﴿١٠٢﴾ وَمَنْ خَفَّتْ مَوَازِينُهُ فَأُوْلَئِكَ الَّذِينَ خَسِرُوا أَنفُسَهُمْ فِي جَهَنَّمَ خَالِدُونَ ﴿١٠٣﴾ تَلْفَحُ وُجُوهَهُمُ النَّارُ وَهُمْ فِيهَا كَالِحُونَ ﴿١٠٤﴾
٣٤٨
Üye Girişi
e-posta
Parola
Beni hatırla