Kur'an-ı Kerim Cüz-27 Sayfa-536

share on facebook  tweet  share on google  print  
Kur'an-ı Kerim'in 536. sayfasında (56/VÂKIA-51) - (56/VÂKIA-76) arasındaki ayetler yer almaktadır.
direction_left
direction_right

Kur'an Dinle

Kur'ân dinlemeye başlamak için bir Hafız seçiniz.
Hafız Abu Bakr al Shatri sesinden Cüz-27, Sayfa-536 dinle!
Hafız Maher Al Mueaqly sesinden Cüz-27, Sayfa-536 dinle!
Hafız Mishary AlAfasy sesinden Cüz-27, Sayfa-536 dinle!
Kuran-ı Kerimin 536. sayfasının mp3 dosyasını indir
Sonra siz, ey gerçekten dalâlette olan yalanlayıcılar!﴿51﴾ Siz mutlaka zakkum ağacından yiyecek olanlarsınız.﴿52﴾ Böylece karınlarını onunla dolduracak olanlarsınız.﴿53﴾ Sonra da onun üzerine hamimden (kaynar sudan) içecek olanlarsınız.﴿54﴾ Öyle ki, içtikçe susayan hasta develerin içişi gibi içecek olanlarsınız.﴿55﴾ (İşte) bu, onların dîn günündeki ziyafetleridir.﴿56﴾ Sizi Biz, Biz yarattık. Hâlâ tasdik etmiyorsanız.﴿57﴾ Öyleyse akıttığınız meni nedir, gördünüz mü (ne olduğunu idrak ettiniz mi)?﴿58﴾ Onu siz mi yaratıyorsunuz yoksa yaratan Biz miyiz?﴿59﴾ Sizin aranızda ölümü Biz, Biz takdir ettik. Ve Biz, önüne geçilmiş (veya geçilebilecek) olan değiliz (bu takdirimizi kimse bozamaz).﴿60﴾ Sizin (dünya hayatındaki) emsallerinizi (bedenlerinizi), (ölümle) değiştirmemiz ve (ahiret âlemi için) sizi, bilmediğiniz bir şekilde (yeniden) yaratmamızda (Bizi geçecek yoktur).﴿61﴾ Ve andolsun ki, ilk neş’eti (yaratılışı) bildiniz, hâlâ tezekkür (tefekkür) etmiyorsanız.﴿62﴾ Öyleyse ektiğiniz ekin nedir (onu) gördünüz mü? (Her bitkinin tohumundan kendi türüne has yeni bir bitkinin yetişmesi için gerekli olan şifrelerin ve gelişim programının, ektiğiniz tohum içinde saklı olduğunu biliyor musunuz, idrak ediyor musunuz?)﴿63﴾ Onu siz mi yetiştiriyorsunuz, yoksa onu yetiştiren Biz miyiz?﴿64﴾ Eğer Biz dileseydik, elbette onu kuru ot kılardık (yapardık). O zaman siz şaşırıp kalırdınız.﴿65﴾ Gerçekten biz ziyana uğrayanlarız.﴿66﴾ Hayır, biz mahsulden (üründen) mahrum bırakılanlarız (derdiniz).﴿67﴾ Ayrıca siz, o içiyor olduğunuz suyu gördünüz mü?﴿68﴾ Onu (suyu) bulutlardan siz mi indirdiniz, yoksa indiren Biz miyiz?﴿69﴾ Eğer dileseydik, onu acı kılardık (yapardık), öyle ise (niçin) hâlâ şükretmiyorsunuz?﴿70﴾ Ayrıca o yaktığınız ateşi gördünüz mü?﴿71﴾ Onun ağacını siz mi inşa ettiniz, yoksa inşa eden (halkeden) Biz miyiz?﴿72﴾ Biz, onu (ateşi) bir ibret ve çöl yolcuları (sahrada konaklayanlar) için bir meta (ısı ve ışık kaynağı) kıldık.﴿73﴾ Artık Rabbini “Azîm” ismi ile tesbih et.﴿74﴾ Artık hayır! Yıldızların mevkilerine yemin ederim.﴿75﴾ Ve muhakkak ki o, gerçekten çok büyük bir yemindir, keşke bilseniz.﴿76﴾
536
ثُمَّ إِنَّكُمْ أَيُّهَا الضَّالُّونَ الْمُكَذِّبُونَ ﴿٥١﴾ لَآكِلُونَ مِن شَجَرٍ مِّن زَقُّومٍ ﴿٥٢﴾ فَمَالِؤُونَ مِنْهَا الْبُطُونَ ﴿٥٣﴾ فَشَارِبُونَ عَلَيْهِ مِنَ الْحَمِيمِ ﴿٥٤﴾ فَشَارِبُونَ شُرْبَ الْهِيمِ ﴿٥٥﴾ هَذَا نُزُلُهُمْ يَوْمَ الدِّينِ ﴿٥٦﴾ نَحْنُ خَلَقْنَاكُمْ فَلَوْلَا تُصَدِّقُونَ ﴿٥٧﴾ أَفَرَأَيْتُم مَّا تُمْنُونَ ﴿٥٨﴾ أَأَنتُمْ تَخْلُقُونَهُ أَمْ نَحْنُ الْخَالِقُونَ ﴿٥٩﴾ نَحْنُ قَدَّرْنَا بَيْنَكُمُ الْمَوْتَ وَمَا نَحْنُ بِمَسْبُوقِينَ ﴿٦٠﴾ عَلَى أَن نُّبَدِّلَ أَمْثَالَكُمْ وَنُنشِئَكُمْ فِي مَا لَا تَعْلَمُونَ ﴿٦١﴾ وَلَقَدْ عَلِمْتُمُ النَّشْأَةَ الْأُولَى فَلَوْلَا تَذكَّرُونَ ﴿٦٢﴾ أَفَرَأَيْتُم مَّا تَحْرُثُونَ ﴿٦٣﴾ أَأَنتُمْ تَزْرَعُونَهُ أَمْ نَحْنُ الزَّارِعُونَ ﴿٦٤﴾ لَوْ نَشَاء لَجَعَلْنَاهُ حُطَامًا فَظَلَلْتُمْ تَفَكَّهُونَ ﴿٦٥﴾ إِنَّا لَمُغْرَمُونَ ﴿٦٦﴾ بَلْ نَحْنُ مَحْرُومُونَ ﴿٦٧﴾ أَفَرَأَيْتُمُ الْمَاء الَّذِي تَشْرَبُونَ ﴿٦٨﴾ أَأَنتُمْ أَنزَلْتُمُوهُ مِنَ الْمُزْنِ أَمْ نَحْنُ الْمُنزِلُونَ ﴿٦٩﴾ لَوْ نَشَاء جَعَلْنَاهُ أُجَاجًا فَلَوْلَا تَشْكُرُونَ ﴿٧٠﴾ أَفَرَأَيْتُمُ النَّارَ الَّتِي تُورُونَ ﴿٧١﴾ أَأَنتُمْ أَنشَأْتُمْ شَجَرَتَهَا أَمْ نَحْنُ الْمُنشِؤُونَ ﴿٧٢﴾ نَحْنُ جَعَلْنَاهَا تَذْكِرَةً وَمَتَاعًا لِّلْمُقْوِينَ ﴿٧٣﴾ فَسَبِّحْ بِاسْمِ رَبِّكَ الْعَظِيمِ ﴿٧٤﴾ فَلَا أُقْسِمُ بِمَوَاقِعِ النُّجُومِ ﴿٧٥﴾ وَإِنَّهُ لَقَسَمٌ لَّوْ تَعْلَمُونَ عَظِيمٌ ﴿٧٦﴾
٥٣٦
Üye Girişi
e-posta
Parola
Beni hatırla