Kur'an-ı Kerim Cüz-5 Sayfa-97

share on facebook  tweet  share on google  print  
Kur'an-ı Kerim'in 97. sayfasında (4/NİSÂ-114) - (4/NİSÂ-121) arasındaki ayetler yer almaktadır.
direction_left
direction_right

Kur'an Dinle

Kur'ân dinlemeye başlamak için bir Hafız seçiniz.
Hafız Abu Bakr al Shatri sesinden Cüz-5, Sayfa-97 dinle!
Hafız Maher Al Mueaqly sesinden Cüz-5, Sayfa-97 dinle!
Hafız Mishary AlAfasy sesinden Cüz-5, Sayfa-97 dinle!
Kuran-ı Kerimin 97. sayfasının mp3 dosyasını indir
Onların gizli konuşmalarının çoğunda hayır yoktur. Ancak “sadaka vermeyi veya iyilik yapmayı veya insanların arasını düzeltmeyi” emreden kimsenin konuşması hariç. Ve kim Allah rızasını istemek için bunları yaparsa, o taktirde ona “büyük mükâfat” vereceğiz.﴿114﴾ Ve kim kendisine hidayet beyan edildikten (açıkladıktan) sonra resûle muhalefet ederse ve mü'minlerin yolunun dışında bir yola tâbî olursa, onu döndüğü yola çeviririz ve onu cehenneme yaslarız. Ve o ne kötü varış yeri.﴿115﴾ Muhakkak ki Allah, kendisine şirk koşulmasını affetmez. Bunun dışındaki şeyleri ise, dilediği kimse için mağfiret eder. Ve kim Allah'a şirk koşarsa, o taktirde o, uzak bir dalâletle sapmıştır.﴿116﴾ Onlar, ancak O’ndan (Allah'tan) başka dişilere (dişi olarak isimlendirdikleri putlara) taparlar. Ve ancak isyankâr şeytanı çağırırlar.﴿117﴾ Allah, ona (şeytana) lânet etti. Ve (şeytan) şöyle dedi: "Ben mutlaka, Senin kullarından belli bir nasip edineceğim."﴿118﴾ Ve onları mutlaka dalâlette bırakacağım. Ve onları, mutlaka emaniyyeye (kuruntuya) düşüreceğim ve mutlaka onlara emredeceğim. Böylece onlar, mutlaka davarların kulaklarını kesecekler ve onlara emredeceğim, öyle ki mutlaka, Allah'ın yarattığını değiştirecekler. Ve kim, Allah'tan başka, şeytanı dost edinirse artık o, apaçık bir hüsranla hüsrana uğramıştır.﴿119﴾ (Şeytan) onlara vaad eder ve onları emaniyyeye (kuruntuya) düşürür. Ve şeytan, onlara aldatmaktan başka bir şey vaadetmez.﴿120﴾ İşte onların barınacakları yer cehennemdir. Ve ondan kaçacak bir yer bulamazlar.﴿121﴾
97
لاَّ خَيْرَ فِي كَثِيرٍ مِّن نَّجْوَاهُمْ إِلاَّ مَنْ أَمَرَ بِصَدَقَةٍ أَوْ مَعْرُوفٍ أَوْ إِصْلاَحٍ بَيْنَ النَّاسِ وَمَن يَفْعَلْ ذَلِكَ ابْتَغَاء مَرْضَاتِ اللّهِ فَسَوْفَ نُؤْتِيهِ أَجْرًا عَظِيمًا ﴿١١٤﴾ وَمَن يُشَاقِقِ الرَّسُولَ مِن بَعْدِ مَا تَبَيَّنَ لَهُ الْهُدَى وَيَتَّبِعْ غَيْرَ سَبِيلِ الْمُؤْمِنِينَ نُوَلِّهِ مَا تَوَلَّى وَنُصْلِهِ جَهَنَّمَ وَسَاءتْ مَصِيرًا ﴿١١٥﴾ إِنَّ اللّهَ لاَ يَغْفِرُ أَن يُشْرَكَ بِهِ وَيَغْفِرُ مَا دُونَ ذَلِكَ لِمَن يَشَاء وَمَن يُشْرِكْ بِاللّهِ فَقَدْ ضَلَّ ضَلاَلاً بَعِيدًا ﴿١١٦﴾ إِن يَدْعُونَ مِن دُونِهِ إِلاَّ إِنَاثًا وَإِن يَدْعُونَ إِلاَّ شَيْطَانًا مَّرِيدًا ﴿١١٧﴾ لَّعَنَهُ اللّهُ وَقَالَ لَأَتَّخِذَنَّ مِنْ عِبَادِكَ نَصِيبًا مَّفْرُوضًا ﴿١١٨﴾ وَلأُضِلَّنَّهُمْ وَلأُمَنِّيَنَّهُمْ وَلآمُرَنَّهُمْ فَلَيُبَتِّكُنَّ آذَانَ الأَنْعَامِ وَلآمُرَنَّهُمْ فَلَيُغَيِّرُنَّ خَلْقَ اللّهِ وَمَن يَتَّخِذِ الشَّيْطَانَ وَلِيًّا مِّن دُونِ اللّهِ فَقَدْ خَسِرَ خُسْرَانًا مُّبِينًا ﴿١١٩﴾ يَعِدُهُمْ وَيُمَنِّيهِمْ وَمَا يَعِدُهُمُ الشَّيْطَانُ إِلاَّ غُرُورًا ﴿١٢٠﴾ أُوْلَئِكَ مَأْوَاهُمْ جَهَنَّمُ وَلاَ يَجِدُونَ عَنْهَا مَحِيصًا ﴿١٢١﴾
٩٧
Üye Girişi
e-posta
Parola
Beni hatırla