Kur'an-ı Kerim KIYÂME Suresi

share on facebook  tweet  share on google  print  
KIYÂME Suresini Arapça ve Türkçe olarak okuyabilir, dinleyebilirsiniz. Ayrıca bir alt satırdaki mp3 dinle menüsünün altındaki KIYÂME Suresini mp3 olarak bilgisayarınıza indirebilirsiniz.
direction_left
direction_right

Kur'an Dinle

Kur'ân dinlemeye başlamak için bir Hafız seçiniz.
Hafız Abu Bakr al Shatri sesinden KIYÂME Suresi dinle!
Hafız Maher Al Mueaqly sesinden KIYÂME Suresi dinle!
Hafız Mishary AlAfasy sesinden KIYÂME Suresi dinle!
75 - KIYÂME suresini bilgisayarına indir
KIYÂME

Bismillâhirrahmânirrahîm

Hayır, kıyâmet gününe yemin ederim.
Ve hayır, levvame (kınayan) nefse yemin ederim.
İnsan (öldükten sonra) onun kemiklerini asla biraraya getiremeyeceğimizi mi sanıyor?
Hayır, Biz, onun parmak uçlarını bile yeniden düzenlemeye kaadiriz.
Hayır, insan, önündeki (zamanı) fısk ve fücur ile geçirmeyi ister.
“Kıyâmet günü ne zaman?” diye sorar.
Artık bakışlar dehşetle kamaştığı zaman.
Ve Ay karardığı (zaman).
Ve Güneş ve Ay birleştirildiği (zaman).
İzin günü, insan: “Firar edilecek yer nerede?” diyecek.
Hayır, sığınacak bir yer yoktur.
İzin günü karar kılınan yer senin Rabbinin Huzuru’dur (Rabbinin Katı’dır).
İzin günü insana, takdim ettiği (yaptığı) ve tehir edip (yapmadığı) şeyler haber verilir.
Hayır, insan kendi nefsine basirdir (şahittir).
Ve mazeretlerini beyan etse bile.
O’na (Kur’ân-ı Kerim’i ezberlemeye), acele ederek, O’nunla (Cebrail (A.S) ile beraber) dilini hareket ettirme.
Muhakkak ki O’nun toplanması ve okunması Bize aittir.
Öyleyse O’nu okuduğumuz zaman, artık O’nun (Kur’ân’ın) okunuşuna tâbî ol.
Sonra O’nun beyanı (açıklanması) muhakkak ki Bize aittir.
Hayır, bilâkis siz çabuk geçeni (dünya hayatını) seviyorsunuz.
Ve ahireti terkediyorsunuz.
İzin günü pırıl pırıl yüzler vardır.
Rab’lerine bakan.
Ve izin günü çatılmış (kararmış) yüzler vardır.
Anlar ki kendisine çok kötü muamele yapılacak.
Hayır, (can) köprücük kemiğine geldiği zaman (can boğaza gelince, ölmek üzere iken).
Ve: “Kurtaracak kimdir?” denir.
Ve o (dünyadan) ayrılacağını (öleceğini) anlamıştır.
Ve ayakları birbirine dolaşmıştır.
İzin günü, sevk senin Rabbinedir.
Fakat o tasdik etmedi ve namaz kılmadı.
Ve lâkin yalanladı ve yüz çevirdi.
Sonra böbürlenerek ehlinin (ailesinin) yanına gitti.
Sana müstahaktır, bundan sonra müstahaktır (sen hakettin).
Sonra sana müstahaktır, bundan sonra müstahaktır (sen hakettin).
İnsan başıboş (sorumsuz) bırakılacağını mı zannediyor?
(O), dökülen meniden bir damla değil miydi?
Sonra bir embriyo (cenin) oldu. Bundan sonra (Allah) onu halketti (yarattı), daha sonra da dizayn etti (düzenledi).
Sonra da ondan dişi ve erkek olarak iki eş kıldı.
İşte bunları (yapan), ölülere hayat vermeye kaadir değil midir?
0
سورة الـقـيامـة
bismillah
لَا أُقْسِمُ بِيَوْمِ الْقِيَامَةِ ﴿١﴾
وَلَا أُقْسِمُ بِالنَّفْسِ اللَّوَّامَةِ ﴿٢﴾
أَيَحْسَبُ الْإِنسَانُ أَلَّن نَجْمَعَ عِظَامَهُ ﴿٣﴾
بَلَى قَادِرِينَ عَلَى أَن نُّسَوِّيَ بَنَانَهُ ﴿٤﴾
بَلْ يُرِيدُ الْإِنسَانُ لِيَفْجُرَ أَمَامَهُ ﴿٥﴾
يَسْأَلُ أَيَّانَ يَوْمُ الْقِيَامَةِ ﴿٦﴾
فَإِذَا بَرِقَ الْبَصَرُ ﴿٧﴾
وَخَسَفَ الْقَمَرُ ﴿٨﴾
وَجُمِعَ الشَّمْسُ وَالْقَمَرُ ﴿٩﴾
يَقُولُ الْإِنسَانُ يَوْمَئِذٍ أَيْنَ الْمَفَرُّ ﴿١٠﴾
كَلَّا لَا وَزَرَ ﴿١١﴾
إِلَى رَبِّكَ يَوْمَئِذٍ الْمُسْتَقَرُّ ﴿١٢﴾
يُنَبَّأُ الْإِنسَانُ يَوْمَئِذٍ بِمَا قَدَّمَ وَأَخَّرَ ﴿١٣﴾
بَلِ الْإِنسَانُ عَلَى نَفْسِهِ بَصِيرَةٌ ﴿١٤﴾
وَلَوْ أَلْقَى مَعَاذِيرَهُ ﴿١٥﴾
لَا تُحَرِّكْ بِهِ لِسَانَكَ لِتَعْجَلَ بِهِ ﴿١٦﴾
إِنَّ عَلَيْنَا جَمْعَهُ وَقُرْآنَهُ ﴿١٧﴾
فَإِذَا قَرَأْنَاهُ فَاتَّبِعْ قُرْآنَهُ ﴿١٨﴾
ثُمَّ إِنَّ عَلَيْنَا بَيَانَهُ ﴿١٩﴾
كَلَّا بَلْ تُحِبُّونَ الْعَاجِلَةَ ﴿٢٠﴾
وَتَذَرُونَ الْآخِرَةَ ﴿٢١﴾
وُجُوهٌ يَوْمَئِذٍ نَّاضِرَةٌ ﴿٢٢﴾
إِلَى رَبِّهَا نَاظِرَةٌ ﴿٢٣﴾
وَوُجُوهٌ يَوْمَئِذٍ بَاسِرَةٌ ﴿٢٤﴾
تَظُنُّ أَن يُفْعَلَ بِهَا فَاقِرَةٌ ﴿٢٥﴾
كَلَّا إِذَا بَلَغَتْ التَّرَاقِيَ ﴿٢٦﴾
وَقِيلَ مَنْ رَاقٍ ﴿٢٧﴾
وَظَنَّ أَنَّهُ الْفِرَاقُ ﴿٢٨﴾
وَالْتَفَّتِ السَّاقُ بِالسَّاقِ ﴿٢٩﴾
إِلَى رَبِّكَ يَوْمَئِذٍ الْمَسَاقُ ﴿٣٠﴾
فَلَا صَدَّقَ وَلَا صَلَّى ﴿٣١﴾
وَلَكِن كَذَّبَ وَتَوَلَّى ﴿٣٢﴾
ثُمَّ ذَهَبَ إِلَى أَهْلِهِ يَتَمَطَّى ﴿٣٣﴾
أَوْلَى لَكَ فَأَوْلَى ﴿٣٤﴾
ثُمَّ أَوْلَى لَكَ فَأَوْلَى ﴿٣٥﴾
أَيَحْسَبُ الْإِنسَانُ أَن يُتْرَكَ سُدًى ﴿٣٦﴾
أَلَمْ يَكُ نُطْفَةً مِّن مَّنِيٍّ يُمْنَى ﴿٣٧﴾
ثُمَّ كَانَ عَلَقَةً فَخَلَقَ فَسَوَّى ﴿٣٨﴾
فَجَعَلَ مِنْهُ الزَّوْجَيْنِ الذَّكَرَ وَالْأُنثَى ﴿٣٩﴾
أَلَيْسَ ذَلِكَ بِقَادِرٍ عَلَى أَن يُحْيِيَ الْمَوْتَى ﴿٤٠﴾
٠
Üye Girişi
e-posta
Parola
Beni hatırla