Kur'an-ı Kerim Cüz-14 Sayfa-266

share on facebook  tweet  share on google  print  
Kur'an-ı Kerim'in 266. sayfasında (15/HİCR-71) - (15/HİCR-90) arasındaki ayetler yer almaktadır.
direction_left
direction_right

Kur'an Dinle

Kur'ân dinlemeye başlamak için bir Hafız seçiniz.
Hafız Abu Bakr al Shatri sesinden Cüz-14, Sayfa-266 dinle!
Hafız Maher Al Mueaqly sesinden Cüz-14, Sayfa-266 dinle!
Hafız Mishary AlAfasy sesinden Cüz-14, Sayfa-266 dinle!
Kuran-ı Kerimin 266. sayfasının mp3 dosyasını indir
Şöyle dedi: “Eğer düşündüğünüzü yapacaksanız işte bunlar, benim kızlarım.” ﴿71﴾ Ömrüne andolsun ki; muhakkak ki, onlar sarhoşlukları içinde bocalıyorlardı. ﴿72﴾ Böylece, müşrikleri (güneş doğduğu vakit orada bulunanları) bir sayha (korkunç bir ses dalgası) aldı, yakaladı.﴿73﴾ Böylece onun (o beldenin) üstünü altına getirdik. Onların üzerine siccîl’den (öldürücü) taşlar yağdırdık. ﴿74﴾ İşte bunda, ibretle izleyenler için, elbette deliller vardır.﴿75﴾ Ve muhakkak ki o gerçekten, yol üzerinde mukîmdir (hâlâ durmaktadır).﴿76﴾ Muhakkak ki; bunda mü’minler (nefslerinin kalbine îmân yazılmış olanlar) için elbette deliller (ibretler) vardır. ﴿77﴾ Eyke halkı da gerçekten zalim idiler. ﴿78﴾ Bu sebeple onlardan da intikam aldık ve muhakkak ki; ikisi de (iki şehir de) gerçekten, açıkça bir rehberdir (gelecek nesillere ibrettir). ﴿79﴾ Andolsun ki; Hicr halkı, gönderilen resûlleri yalanladı. ﴿80﴾ Onlara âyetlerimizi (mucizelerimizi, delillerimizi) verdik. Fakat onlar, ondan yüz çevirdiler. ﴿81﴾ Ve onlar, dağlardan (sağlamlığına) güvenilir evler (yontarak) oyuyorlardı. ﴿82﴾ Böylece sabah vaktine erenleri (sabaha çıkanları), bir sayha (korkunç bir ses) yakaladı. ﴿83﴾ Böylece, iktisab ettikleri (kazanmış oldukları) şeyler, onlara bir fayda vermedi. ﴿84﴾ Biz semaları ve yeryüzünü ve o ikisinin arasındaki şeyleri, başka bir şey için yaratmadık. Ancak hak ile yarattık. Ve muhakkak ki; o saat (kıyâmet) mutlaka gelecektir. Artık onlardan güzellikle yüz çevir. ﴿85﴾ Muhakkak ki; senin Rabbin, O; yaratan ve bilendir. ﴿86﴾ Ve andolsun ki; sana mesânî(ikinci)den 7’yi (7’liyi, 7’li olarak) ve Kur’ân-ul Azîm’i verdik. ﴿87﴾ Onlardan bir kısmına çifter çifter (bol bol) met’a olarak verdiğimiz şeylere gözlerini dikme. Onlar için mahzun olma. Mü’minlere (kalplerine îmân yazılmış olan kimselere) kanatlarını indir (mutevazi ol, himaye et). ﴿88﴾ “Ve muhakkak ki; ben apaçık (uyaran, açıklayan, beyan eden) bir nezirim.” de. ﴿89﴾ Muktesimlere (kısım kısım ayıranlara) indirdiğimiz gibi. ﴿90﴾
266
قَالَ هَؤُلاء بَنَاتِي إِن كُنتُمْ فَاعِلِينَ ﴿٧١﴾ لَعَمْرُكَ إِنَّهُمْ لَفِي سَكْرَتِهِمْ يَعْمَهُونَ ﴿٧٢﴾ فَأَخَذَتْهُمُ الصَّيْحَةُ مُشْرِقِينَ ﴿٧٣﴾ فَجَعَلْنَا عَالِيَهَا سَافِلَهَا وَأَمْطَرْنَا عَلَيْهِمْ حِجَارَةً مِّن سِجِّيلٍ ﴿٧٤﴾ إِنَّ فِي ذَلِكَ لآيَاتٍ لِّلْمُتَوَسِّمِينَ ﴿٧٥﴾ وَإِنَّهَا لَبِسَبِيلٍ مُّقيمٍ ﴿٧٦﴾ إِنَّ فِي ذَلِكَ لآيَةً لِّلْمُؤمِنِينَ ﴿٧٧﴾ وَإِن كَانَ أَصْحَابُ الأَيْكَةِ لَظَالِمِينَ ﴿٧٨﴾ فَانتَقَمْنَا مِنْهُمْ وَإِنَّهُمَا لَبِإِمَامٍ مُّبِينٍ ﴿٧٩﴾ وَلَقَدْ كَذَّبَ أَصْحَابُ الحِجْرِ الْمُرْسَلِينَ ﴿٨٠﴾ وَآتَيْنَاهُمْ آيَاتِنَا فَكَانُواْ عَنْهَا مُعْرِضِينَ ﴿٨١﴾ وَكَانُواْ يَنْحِتُونَ مِنَ الْجِبَالِ بُيُوتًا آمِنِينَ ﴿٨٢﴾ فَأَخَذَتْهُمُ الصَّيْحَةُ مُصْبِحِينَ ﴿٨٣﴾ فَمَا أَغْنَى عَنْهُم مَّا كَانُواْ يَكْسِبُونَ ﴿٨٤﴾ وَمَا خَلَقْنَا السَّمَاوَاتِ وَالأَرْضَ وَمَا بَيْنَهُمَا إِلاَّ بِالْحَقِّ وَإِنَّ السَّاعَةَ لآتِيَةٌ فَاصْفَحِ الصَّفْحَ الْجَمِيلَ ﴿٨٥﴾ إِنَّ رَبَّكَ هُوَ الْخَلاَّقُ الْعَلِيمُ ﴿٨٦﴾ وَلَقَدْ آتَيْنَاكَ سَبْعًا مِّنَ الْمَثَانِي وَالْقُرْآنَ الْعَظِيمَ ﴿٨٧﴾ لاَ تَمُدَّنَّ عَيْنَيْكَ إِلَى مَا مَتَّعْنَا بِهِ أَزْوَاجًا مِّنْهُمْ وَلاَ تَحْزَنْ عَلَيْهِمْ وَاخْفِضْ جَنَاحَكَ لِلْمُؤْمِنِينَ ﴿٨٨﴾ وَقُلْ إِنِّي أَنَا النَّذِيرُ الْمُبِينُ ﴿٨٩﴾ كَمَا أَنزَلْنَا عَلَى المُقْتَسِمِينَ ﴿٩٠﴾
٢٦٦
Üye Girişi
e-posta
Parola
Beni hatırla